Türkiye, RSF Endeksi’nde 159. sıraya geriledi!
Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) 2025 Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi'ni açıkladı. 2024’te 158. sırada gösterilen Türkiye, RSF Endeksi’nde 159. sıraya geriledi.

Görsel: RSF
Uluslararası Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) örgütü, gazetecilere yönelik süregiden baskılar nedeniyle 2025 Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’nde Türkiye’yi 180 ülke içerisinde 159. sırada gösterdi.
Geçtiğimiz yıl diğer yakın ülkelerde kaydedilen “daha vahim” gerilemeden istifade ederek yedi sıra ilerleyen Türkiye, 2025 Endeksi’nde bu kez medya özgürlüğünü hiçe sayan ulusal şartlar nedeniyle bir sıra daha kaybetti; “çok vahim” kategorisinde kaldı.
Türkiye, 2002 yılında 99. sırada kendine yer bulduğu sıralamada 2016’da 151, 2017’de 155, 2018 ve 2019’da 157’inciliğe kadar gerilemiş, 2020’de 154, 2021’de 153, 2022’de 149, 2023’te 165, 2024’te 158. sırada gösterilmişti.
Önderoğlu: Türkiye medyası tek sesliliğe mahkum edilemez
RSF Türkiye temsilcisi Erol Önderoğlu, Türkiye’nin endeksteki dizginlenemeyen gerilemesini endişeyle karşıladıklarını açıkladı.
Dünya genelinde olduğu gibi Türkiye medyasının da ekonomik faktörler bakımından endekste gerileme gösterdiğine işaret eden Önderoğlu şöyle devam etti: “Medya sermayesinin ilan ve reklam gibi yollarla kamu eliyle ayrımcı tarzda desteklenmesi, eleştirel yayın kuruluşlarının keyfi tarzda para cezalarıyla hedef alınması, dijital çağda bağımsız medyanın gelir modellerinin desteklenmemesi gibi faktörler Türkiye medyasını da son yıllarda endişe verici bir kırılganlığa taşıdı. Yasal ve fiziki süregiden baskılardan usanan gazetecilik, uzun yıllar demokratik düzenleme ve güvenceden yoksun kaldıktan sonra, şimdi de ekonomik istikrarsızlığın getirdiği darbeyle zayıflama gösteriyor. Karşı karşıya bulunduğumuz tehlike, medyada tek seslilik."
Türkiye ‘Politik Gösterge’de de geriledi
RSF Endeksi, uzmanların yanıtladığı soru kitapçığının “Politik”, “Güvenlik”, “Ekonomik”, “Sosyo-kültürel” ve “Yasal” olarak beş göstergeye yansıtılması ve katsayılara bağlanmasıyla ortaya çıkıyor. Hem Türkiye hem de dünya geneli için gerileme gösteren “Politik” gösterge, devletin ve diğer politik aktörlerin giriştiği siyasi baskılar karşısında medyanın bağımsızlığına yönelik destek ve saygının derecesini belirliyor. Geçen yıl skor olarak 31,60 puan toplayan Türkiye, özellikle ekonomik ve yasal şartların etkisiyle bu yıl 29,40’a geriledi.
Gazetecilere yönelik fiziksel saldırılar basın özgürlüğüne yönelik saldırıların en görünür yönü olsa da, daha sinsi olan ekonomik baskılar da büyük bir engeli oluşturuyor. Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’ndeki ekonomik gösterge 2025’te düşüş göstermeye devam ederek daha önce görülmemiş kritik bir eşiğe ulaştı. Sonuç olarak, basın özgürlüğünün durumu ilk kez bu faktöre bağlı olarak dünya çapında “zor”a girdi.
Bocandé: Ekonomik bağımsızlık olmadan özgür basın da olmaz
Çoğulcu, özgür ve bağımsız bir medyanın güvence altına alınmasının istikrarlı ve şeffaf mali koşullar gerektirdiğini vurgulayan RSF Yayın Direktörü Anne Bocandé, “Ekonomik bağımsızlık olmadan özgür basın da olamaz. Haber medyası mali açıdan zorlandığında, kaliteden ödün verme pahasına reyting yarışına kapılabilir ve kendilerini sömüren oligarkların ya da kamusal karar alıcıların kurbanı olabilirler” dedi.
Bocandé, ortaya çıkan tehlikeyi şu sözlerle açıklıyor: “Gazeteciler yoksullaştığında, dezenformasyon ve propaganda şampiyonu basın düşmanlarına karşı koyacak araçları da kalmaz. Gazeteciliği besleyen ve mutlaka maliyetli olan güvenilir bilgi üretimini garanti altına alan bir medya ekonomisini yeniden tesis etmemiz gerekiyor. Çözümler mevcutsa da bunların geniş ölçekte uygulanması şart gözüküyor. Mali bağımsızlık, kamu yararına hizmet eden özgür ve güvenilir bilginin güvence altına alınması için hayati bir koşuldur.”
Yoğun medya kapatma dalgası
RSF’nin 2025 Endeksi için elde ettiği verilere göre, değerlendirmeye alınan 180 ülkeden 160’ında (yüzde 88,9) medya kuruluşları mali istikrar sağlayamadı.
Daha da kötüsü, küresel olarak ülkelerin neredeyse üçte birinde ekonomik zorluklar haber kuruluşlarının kapanmasına yol açtı. Tunus (11 sıra gerileyerek 129. sırada), Arjantin (21 sıra gerileyerek 87. sırada) ve Yunanistan'da (89. sırada) durum bunu yansıttı. Güney Afrika (27.) ve Yeni Zelanda (16.) gibi nispeten iyi sıralarda yer alan ülkeler bile bu tür zorluklardan muaf değil. Haiti'de (112, -18) siyasi istikrarın olmaması medya ekonomisini de kaosa sürükledi.
Medyanın kapatılması 34 ülkede gazetecilerin sürgün edilmesine yol açtı. Bu durum, ekonomik zorlukların siyasi baskılara eklendiği Nikaragua (172, 9 sıra geriledi), Belarus (166), İran (176) ve Afganistan (175) için geçerli oldu.
ABD, ekonomik bunalım lideri
Ekonomik göstergenin 2 yılda 14 puandan fazla düştüğü Amerika Birleşik Devletleri'nde (57.; 2 sıra geriledi), geniş bölgeler bilgi çölüne dönüşüyor. Yerel gazetecilik ekonomik durgunluğun bedelini ağır ödüyor. RSF'nin Arizona, Florida, Nevada ve Pennsylvania'da yaptığı ankete katılan gazeteci ve medya uzmanlarının yüzde 60'ından fazlası “gazeteci olarak geçinmenin zor olduğu” ve yüzde 75'i de “ortalama bir medya kuruluşunun ekonomik canlılığının zorda olduğu” konusunda hemfikir. Ülkenin sosyal sıralamadaki 28 basamaklık düşüşü, küresel medya ortamının basın için giderek daha düşmanca bir hal aldığını da ortaya koyuyor.
RSF’te göre “basının dize getirilmesi için yanlış ekonomik gerekçelerin araçsallaştırıldığı Donald Trump'ın ikinci görev dönemi, şimdiden bu gözlemi güçlendirdi.” ABD, Küresel Medya Ajansı (USAGM) tarafından Amerika'nın Sesi (Voice of America) ve Özgür Avrupa Radyosu / Özgürlük Radyosu (Radio free Europe/Radio Liberty) dahil bazı haber kuruluşlarına sağlanan finansmanın durdurulması buna bir örnek. Dünya genelinde 400 milyondan fazla insan bir günde güvenilir bilgiye erişimden mahrum bırakıldı. Benzer şekilde, ABD Uluslararası Kalkınma Ajansı (USAID) aracılığıyla uluslararası yardım fonlarının dondurulması, yüzlerce medyayı kritik ekonomik istikrarsızlığa sürükledi; özellikle Ukrayna'da (62.) bazılarını kapanmaya zorladı.
Platform hegemonyası, medya yoğunlaşması
Bu durum, GAFAM'ın (Google, Apple, Facebook, Amazon ve Microsoft) bilgi dağıtımındaki hakimiyeti nedeniyle zaten zarar görmüş olan medya ekonomisini daha da zayıflatıyor. Büyük ölçüde düzenleme görmeyen bu platformlar, normalde gazeteciliği destekleyecek reklam gelirlerinin giderek artan bir kısmını ele geçiriyor. Sosyal platformlarda reklam için yapılan toplam harcama 2023'e göre yüzde 14 artarak 2024'te 247,3 milyar dolara yükseldi. Söz konusu dijital platformlar, haber medyasının iş modelini bu şekilde baltalamanın yanı sıra, manipüle edilmiş veya yanıltıcı içeriğin yayılımına da yol açarak dezenformasyon olgusunu güçlendiriyorlar.
Avustralya (29.), Kanada (21.) ve Finlandiya (5.) gibi iyi konumdaki ülkelerde medya sahipliğinde gözlenen yoğunlaşma endişe kaynağı olmayı sürdürüyor. Fransa’da (25., dört sıra geriledi) 8 varlıklı kişi, ulusal gazetelerin tirajının yüzde 81’ini ve ulusal haftalık yayın tirajının da yüzde 95’ini karşılayan yaklaşık 20 basın kuruluşunu elinde tutuyor. Sahiplikte bu artan yoğunlaşma, editoryal çeşitliliği kısıtladığı gibi, otosansür riskini de artırıyor ve hissedarlarının ekonomik veya siyasi çıkarları karşısında editoriyal bağımsızlığı gerçek anlamda korumada ciddi soru işaretleri yaratıyor.
Gittikçe kızıla boyanan bir harita
RSF Endeksi’nde, dünya nüfusunun yarısından fazlasını (yüzde 56,7) temsil eden, basın özgürlüğü tamamen yok olduğu veya gazetecilik yapmanın tehlikeli olduğu 42 ülkede durum “çok vahim” olarak değerlendiriliyor. İsrail ordusunun 18 ayı aşkın bir süredir gazeteciliği katlettiği Filistin’de (163.) durum bu şekilde. İsrail ordusu en az 43'ü görev başında olmak üzere 200'e yakın haberci çalışanını öldürdü ve kuşatma altındaki bölgede medya karartması uyguladı. Endekste 11 sıra düşen İsrail, 112. sırada gösterildi.
Üç Doğu Afrika ülkesi olarak Uganda (143.), Etiyopya (145.) ve Ruanda (146.), bu yıl “çok vahim” kategorisine geriledi. Hong Kong (140.) da artık, Kuzey Kore (179.) ve Eritre (180.) ile birlikte sıralamada son üçe katılan Çin (178., -6) ile aynı kırmızı renge büründü. Orta Asya'da Kırgızistan (144.) ve Kazakistan (141.) bölgeye gölge düşürüyor. Orta Doğu'da da Ürdün (147.) basın özgürlüğünü kısıtlayan yasalar nedeniyle 15 sıra geriledi. (Medya Servisi)
Evrensel'i Takip Et